MUĞLA’DA MADEN OCAĞI İÇİN YAPILMAK İSTENEN ÇED TOPLANTISINI HALK YAPTIRMADI

0
115

Muğla Köyceğiz ilçesi Yayla Mahallesi’nde Eti Krom şirketinin Krom Ocağı “Yeraltı İşletmeciliği” projesi ÇED toplantısı halkın tepkisinden dolayı yapılamadı. Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Yayla Mahallesi’nde ve Menteşe ilçesi Karacaören Mahallesi’nde Eti Krom şirketi tarafından Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği projeleri için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında halkın katılım toplantılarına vatandaşlar izin vermedi.

Köyceğiz’de Yayla Mahallesi’nde bulunan bir kahvehanede dün yapılmak istenen toplantıda vatandaşlar, sürecin hukuka aykırı ve teknik eksikliklerin olduğunu söyleyerek, tepkisini dile getirdi.

“PROJE ÇED RAPORU OLMAKSIZIN ACELEYLE HALKA SUNULUYOR”

Toplantıda Sandrası Koruma Platformu adına açıklama yapan Neşe Yüzak, sonradan tamamlanacağı öngörülen dosya ile ÇED sürecinin önemli ayağı olan halkın bilgilendirilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Projenin yer altında yapılacağı, yüzeyde korunan alanlara zarar vermeyeceğinin belirtildiğini aktaran Yüzak, “Mevzuatta yüzey ve yer altı gibi bir ayrımı yok. Patlamaların hidrolojik açıdan korunan alana etkisini belirten hiçbir rapor, araştırma dosyada yer almamaktadır. ÇED alanı devlet avlağı içinde kalıyor.

Devlet avlağında ekosisteme zarar verecek eylemler suç olarak tanımlanmış ve hapis cezalarıyla cezalandırılmıştır. Yaban hayatı ile ilgili kurum görüşü olmayışı eksikliktir” dedi.

Patlatmanın yörede yaşayan insanlar için önemine vurgu yapan Yüzak, patlatma verilerinin yer almadığı bir dosya ile nasıl bir bilgilendirme yapılacaktır? diye sordu. Yüzak, “Yaşı 1200’e kadar yükselen karaçamların olduğu coğrafyada ormanların bir kısmını yangınlarda kaybetmişken bu konuyu halk olarak dosyada net olarak görmek isteriz” diye ekledi.

“PARA UĞRUNA, KÂR UĞRUNA DOĞA KATLEDİLİYOR”

Doğa gönüllüsü Avukat Güngör Elçin ise, “Bu toplantı aslında bilgilendirme deniyor ama bu raporla, burada yapılacak sunumla, bu toplantı ile bilgilenmek mümkün değil. Bilgilenmeyeceğiz. Yapılacak olan şey para uğruna, kâr uğruna doğanın katledilmesi. Arkadaşlar teknik yanlarını, doğayı katletme yanlarını anlattılar.

Bırakalım teknik aksaklıkları, toplantının bu nedenle de yapılmaması gerekirdi. Bu toplantı, bizi gayrimeşru ve hukuka aykırı bir sürecin parçası haline getirme toplantısı. Bunu herkesin bilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“ENDEMİK BİTKİ YOĞUNLUĞU OLDUKÇA FAZLA”

1980 yılından beri burada yaşadığını söyleyen Mehmet Ali Acet, “Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı Cumhurbaşkanı emri ile 20 Mart 2021 tarihinde hassas koruma alanı ilan edildi. Yeni yapılacak krom madeni buraya çok yakın ve galeri usulü yapılacak. Biliyorsunuz galeri usulü kilometrelerce gider.

Biz Etibank madenini Gürleyik’te gördük. Etibank işletti, çok güzel bir işletme vardı. Göcek’e inerdi ve çevreye verilen zarar sıfırdı. Ama tekrar gittiğim zaman talan olduğunu gördüm. Eski maden işletmesi yoktu. Özelleştikten sonra bitmiş” dedi. Sandras Dağı’nı korumak için ellerinden geleni yapmak istediklerini belirten Acet, bölgede endemik bitki yoğunluğunun fazla olduğuna dikkat çekti.

Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi’ni besleyen Namnam Çayı’nın gözünün Serçe Gediği mevkisinden doğduğunu belirten Acet, “Yani Namnam Çayı’nın tam gözü. Burada maden işletilecek saha Serçe Gediği ile Gökçeova Göleti’nin arası.

Oradaki İçen Ölmez Deresi, Bargaya Deresi ve Gökçeova Göleti’nin suyu Namnam Çayı’nı besleyerek Köyceğiz Gölü’ne götürüyor. Köyceğiz ve Dalyan bölgesini besleyen en büyük su kaynağı Sandras’tır. Bu bölgeyi beslediği için bizim için çok önemlidir” diye ekledi.

“MADEN ŞİRKETLERİ BÖLGENİN DOĞAL YAŞAMINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”

CHP Köyceğiz İlçe Başkanı Hüseyin Erol, maden şirketlerinin bölgenin doğal yaşamını olumsuz etkilediğini ifade ederek, “Köyceğiz Özel Çevre Koruma Bölgesi. Yani burada bütün canlılığın bitki hayatının, hayvan hayatının, özellikle korunduğu bir bölge. Çok değerli su kaynaklarımız var ve bu yörede verilmiş olan maden ruhsatları bu bölgenin doğal güzelliklerini ve bu yaşamı maalesef olumsuz anlamda etkiliyor.

Doğal güzelliklerini bozuyor. Biliyorsunuz ki madencilik faaliyetlerinde faaliyetleri sona erdiği takdirde bu sahaların geri dönüşümü ile ilgili de çalışmaların yapılması gerekiyor. Şirketler bu konuda taahhütler veriyor. Fakat bölgemizde bunun çok olumsuz örnekleri var, biliyoruz ki bu sahalarda çalışma yapıldıktan sonra artıkları bütün sahaya dağılmış şeklide bırakıyorlar ve maden şirketleri arkalarına dönüp bakmadan gidiyorlar” dedi. Erol, biz yöremizde madencilik faaliyeti istemiyoruz. Biz doğal yaşamın korunmasını ve sürdürülebilir hale getirilmesini istiyoruz” dedi.

“HALKIN TALEPLERİNE SAHİP ÇIKIYORUZ”

Toplantıya katılan Emek Partisi (EMEP) Ortaca İlçe Başkanı Ekrem Sunar ise, halkın haklı taleplerinin yanında olduklarını, Muğla’da ve Sandras dağında madenci şirket istemediklerini dile getirerek, “İlçe örgütü olarak sürecin takipçisi olacağız” dedi.

Bir Cevap Yazın