Home BİLİM-TEKNOLOJİ BOŞANMALAR NEDEN ARTIYOR

BOŞANMALAR NEDEN ARTIYOR

0

BOŞANMALAR NEDEN ARTIYOR

Son yıllarda boşanma oranlarının arttığına dair haberler sıkça karşımıza çıkmaktadır. Kimi bu durumu “tahammülsüzlük” olarak okumakta, kimi ise “aile yapısı bozuluyor” diye yorumlamaktadır. Peki gerçekten ne oluyor? İnsanlar evliliği daha mı ciddiye almıyor, yoksa artık mutsuzluğa katlanmak mı istemiyor?

Bir zamanlar evlilik, yalnızca iki insanın değil; ailelerin, hatta toplumun da kararı gibiydi. “El âlem ne der” kaygısı, pek çok sorunun üstünü örterdi. Bugün ise bireyler, özellikle de kadınlar, kendi hayatları üzerinde daha fazla söz sahibidir. Ekonomik bağımsızlık, eğitim düzeyinin artması ve toplumsal baskının azalması, sağlıksız ilişkilerden çıkmayı mümkün kılmaktadır. Bu durum boşanma sayısını artırıyor gibi görünse de, aslında sürdürülen mutsuz evliliklerin azalmasına işaret etmektedir.

Öte yandan modern hayatın yükü de evlilikleri zorlamaktadır. Geçim sıkıntısı, uzun çalışma saatleri ve gelecek kaygısı, çiftlerin omuzlarına ciddi bir stres yüklemektedir. Gün boyu yorgun düşen insanlar, akşam eve geldiklerinde birbirine sabır göstermek yerine, çoğu zaman öfkesini en yakınına yöneltmektedir. İletişim kopuklukları da tam bu noktada başlamaktadır.

Bir diğer önemli mesele ise beklentilerdir. Günümüzde evlilikten sadece güven değil; anlaşılmak, değer görmek, duygusal destek almak beklenmektedir. Sosyal medyada sergilenen “kusursuz ilişkiler” ise bu beklentileri daha da yükseltmektedir. Gerçek hayat, ekrandaki kadar parlak olmayınca hayal kırıklığı kaçınılmaz olmaktadır.

Boşanmaların artması her zaman bir çöküş anlamına gelmemektedir. Bazen bu artış, bireylerin kendilerine “Bu ilişki bana iyi geliyor mu?” sorusunu sormaya başladığını göstermektedir. Asıl sorun, evliliklerin bitmesi değil; iletişimin hiç kurulamaması, sorunların konuşulamaması ve duygusal ihtiyaçların yok sayılmasıdır.

Belki de bugün sormamız gereken soru şu: Boşanmalar neden artıyor değil, insanlar evlilikten ne bekliyor ve bu beklentilere ne kadar hazırlanıyor? Çünkü sağlam ilişkiler, sadece sevgiyle değil; anlayış, emek ve doğru iletişimle ayakta kalmaktadır.

Peki Boşanmaları Tetikleyen  Nedenler Nelerdir?

Boşanmalar çoğu zaman tek bir olay yüzünden olmaz. Ne bir tartışma, ne de tek bir hata bir evliliği bitirir. Asıl belirleyici olan, zamanla biriken ve fark edilmeden büyüyen tetikleyicilerdir.

İlk tetikleyici: Konuşulmayan sorunlar

Evlilikte sorunlar genellikle “küçük” başlamaktadır. Kırıcı bir söz, ertelenen bir ilgi, duyulmayan bir talep… Bunlar konuşulmadığında ortadan kaybolmaz; aksine birikmektedir. Çiftler zamanla tartışmamak için susmayı seçmektedir. Oysa suskunluk, çözüm değil, kopuşun başlangıcıdır. Konuşulmayan her sorun, duygusal mesafeyi biraz daha artırmaktadır.

İkinci tetikleyici: Değer görmeme hissi

Bir insanın en temel ihtiyacı, anlaşıldığını ve önemsendiğini hissetmektir. Evlilikte bu duygu zedelendiğinde, taraflar kendilerini yalnız hissetmeye başlamaktadır. Sürekli eleştirilmek, görmezden gelinmek ya da emeğinin fark edilmediğini düşünmek, sevginin önüne geçmektedir. Sevgi varken bile, değer görmeyen kişi uzaklaşmaktadır.

Üçüncü tetikleyici: Maddi baskı ve güç dengesi

Ekonomik sorunlar sadece cüzdanı değil, ilişkileri de zorlamaktadır. Borçlar, geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı çiftler arasında gerilim yaratmaktadır. Bunun yanında, parayı kazanan tarafın ilişkide söz sahibi olmaya başlaması, eşitsizlik hissini doğurmaktadır. Güç dengesinin bozulduğu yerde, ortaklık duygusu da zayıflamaktadır.

Dördüncü tetikleyici: Rol çatışmaları

Kim neyi üstlenecek? Ev işleri, çocuk bakımı, sorumluluk paylaşımı… Bu konular netleşmediğinde beklentiler çatışmaktadır. Özellikle “her şeyi ben yapıyorum” hissi, zamanla öfkeye dönüşmektedir. Bu öfke dile gelmediğinde ise sevgiyi aşındırmaktadır.

Beşinci tetikleyici: Duygusal kopuş

Boşanmaların büyük kısmı, büyük kavgalarla değil, sessiz bir uzaklaşmayla gelmektedir. Aynı evde yaşayan ama aynı duyguyu paylaşmayan çiftler oluşmaktadır. Sohbet azalır, paylaşım biter, temas kopmaktadır. Duygusal bağ zayıfladığında, evlilik sadece bir alışkanlık hâline gelmektedir.

Altıncı tetikleyici: Sosyal çevre ve kıyas

Sosyal medya ve çevresel etki, ilişkilerde fark edilmeden baskı yaratmaktadır. Başkalarının mutlu görünen hayatları, kişinin kendi evliliğini sorgulamasına neden olmaktadır. “Biz neden böyle değiliz?” sorusu, çözüm aramaktan çok suçlu aramaya dönüşebilmektedir.

Yedinci tetikleyici: Değişime ayak uyduramamak

İnsanlar zamanla değişmekte; beklentiler, hayaller ve öncelikler dönüşmektedir. Ancak evlilikler bazen bu değişimi kabul etmekte zorlanmaktadır. Eşini olduğu gibi değil, “olmasını istediği gibi” görmeye çalışan bireyler, karşısındakini yormaktadır.

NO COMMENTS

Bir Cevap YazınCevabı iptal et

Lefke Haber TV sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin

Exit mobile version