O BİR GOL KRALI: MEHMET ÇAMLIKÖYLÜ…
Bugün sabah işe geldim. Bilgisayarımı açıp işe başlayayım dedim. Ama başlayamadım çünkü akşamdan kafama takılan bir not vardı, onu yazıya dökmem lazımdı. Aktarayım dedim.
Konuyu aşağıdaki resimden de anlamışsınızdır; konu gol kralımız Mehmet ÇAMLIKÖYLÜ’dür.
Mehmet, ASBUZU U16 Ligi gurup maçları sonunda 1. Grubun gol kralı oldu. Rakip ağları 14 kez havalandırdı…
2007 doğumlu olan Mehmet, LAÜ Futbol Akademisi’nde yetişti. Mehmet Şekerli, Azmi Coşkun, Fırat Ömür, Reşat Yolaç hocalardan ve ayrıca A2 takımı eski antrenörü Arif Solkanat’tan futbolun sırlarını öğrendi. Ama tabi ki bu yolculuğu başlatan muhakkak ki babası, eski Lefkeli futbolcu Fehmi ÇAMLIKÖYLÜ olmuştur. Bu değerli insanların hepsine teşekkür etmek lazım, Mehmet gibi bir değeri yetiştirip takıma hediye etmişler…
Lefke TSK Mehmet için 2020 yılının Şubat ayında lisans çıkarmış. Mehmet geçen yıllarda Lefke U15 takımında 8 maça çıkmış ve gol atamamış. Bu sene ise Mehmet için başka bir anlam ifade ediyor. Lefke TSK A2 takımıyla ilk 11’de olmasa da 10 maça çıkmış, gol atamamış. Ama asıl patlamayı yaşıtları arasında oynanan U16 liginde yapmış. Oynadığı 10 maçın 3’ünü boş geçerken, 7 maçta rakip kalelere 14 gol atmış… Önemli bir başarı…
Mehmet futbolcu zekâsıyla, yaşına göre oyunu okumasıyla, yardımlaşmasıyla, sahada doğru pozisyon almasıyla, son vuruşlarıyla seçilen bir oyuncu. Arkadaşlarıyla iyi ilişkileri ve uyumdur ona aynı zamanda bu özelliklerini göstermesini sağlayan. Önemlisi ise futbolcu ahlakıyla sevilen bir değerdir. Kayıtlara bakıldığında Mehmet’in hiç sarı kart görmediği görülüyor. Mehmet’in, Atamızın ifade ettiği, “zeki, çevik ve ahlaklı sporcu” olma yolunda ilerlediğini görüyorum. Biraz kilolu olmasını hatırlatıp çevikliğine laf edip kafamı yormayın. O kilo sorununu da zamanla atlatacaktır…
Sonunda hocalarına bir daha teşekkür ederken, bu yolda sana daha nice başarılar diliyorum, Mehmet ÇAMLIKÖYLÜ… Kendini daha da geliştireceğine, önümüzdeki dönemde Kıbrıs Türk futbolunda ismini duyuracağına inamım vardır…
Foto ve yorum: Elnur AĞAYEV